UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu ve Cezası

Uyuşturucu madde ticareti suçu Türk Ceza Kanunumuzun Üçüncü Kısmı “Topluma Karşı Suçlar” içinde düzenlenmiştir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarının yabancı bir ülkede Türk vatandaşı olan kişiler tarafından işlenilmesi halinde de Türk kanunlarının uygulanacağı Türk Ceza Kanunumuzun 13. maddesinde düzenlenmiştir.

Ayrıca Türk Ceza Kanunumuzun 34. Maddesinde iradesi dışında ya da geçici bir nedenle uyuşturucu madde etkisinde kalan ve  işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişilere ceza verilmeyeceği düzenlenmiştir.

Kanunumuzun 57. Maddesinin 7. fıkrasında suç işleyen kişinin alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olması halinde güvenlik tedbiri olarak alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verileceği de düzenlenmiştir.

Kanunumuzun 58. maddesinin 4 nolu fıkrasında ise uyuşturucu madde suçundan yabancı ülkede verilen mahkumiyet hükmünün Türkiye Cumhuriyeti’nde yapılacak bir başka dava dosyasının yargılaması sonucunda verilecek mahkumiyet hükmünde uygulanacak tekerrüre esas alınacağı düzenlenmiştir.

Uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişinin 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı Türk Ceza Kanunumuzun 179. Maddesinin 3 nolu fıkrasında düzenlenmiştir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ve ticareti suçu ise Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. Kanunda, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri izinsiz veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden, satan, satışa arz eden, sevk eden, nakleden, depolayan, başkalarına veren, satın alan, kabul eden, bulunduran kişilerin yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Ancak 188. Maddede uyuşturucu veya uyarıcı maddeler tanımlanmadığı gibi tahdidi olarak da gösterilmemiştir.

Türk Ceza Kanununun 188. Maddesinin 3 . fıkrasında tanımlanan suç tipinin uygulamada öne çıktığını görülmektedir.Bu fıkrada yazılı suçlardan birinin oluşabilmesi için maddede sayılan seçimlik hareketlerin herhangi birisinin gerçekleştirilmesi yeterlidir.

188. maddenin 3. Fıkrasında düzenlenen suçun hareket unsuru uyuşturucu maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek ya da nakletmektir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Nelerdir?

Uyuşturucu madde imal, ithal veya ihraç etmek suçu: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal, ithal veya ihraç etme yetkisi, ülkemizde çok katı kurallar altında belirlenen kurumlara tanınmış ve ruhsat olmadan bu eylemlerin gerçekleştirilmesi suç sayılmıştır. Bu ruhsata sahip olmadan uyuşturucu veya uyarıcı madde üretmek, yurtdışından kaçak yollarla ülkeye giriş yapılmasını sağlamak veya ülkeden yurtdışına kaçak yollarla uyuşturucu madde çıkışı sağlamak eylemlerini gerçekleştiren kişilerin, TCK madde 188/1 gereğince 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Uyuşturucu madde satma, satışa arz etme veya satın almak suçu: Kanun koyucu, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatı olmaksızın, başka kişilere, bir bedel karşılığında satılmasını, satmak üzere hazırlık hareketleri yapılmasını (uyuşturucu maddeleri paketlemek vs) veya kişisel kullanım için değil, ticari amaçlı satın alınmasını suç olarak hükme almıştır. Bu eylemleri gerçekleştiren kişilerin ise TCK madde 188/3 gereğince 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür. Ancak uyuşturucu madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, verilecek hapis cezasının 15 yıldan az olamayacağı hükme alınmıştır.

Uyuşturucu madde sevk etmek, nakletmek veya depolamak suçu: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız olarak, kişisel kullanım maksatlı değil de ticari amaçlı olarak bir yerden başka bir yere sevk veya nakledilmesi veya satılmak üzere depolanması halinde bu suç oluşmaktadır.

Nakletme, bir kimsenin maliki veya zilyedi olduğu uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi kullanım dışında başka bir amaçla bir yerden başka bir yere bizzat veya kendisine bağlı kişiler tarafından götürülmesidir.Nakletme eylemi, uyuşturucu ve uyarıcı maddenin gideceği yere kadar götürülmesi ile tamamlanır. Bu nedenle suçun tamamlanması için nakledilen maddenin alıcıya ulaşması şart değildir.

 

Bu eylemleri gerçekleştiren kişilerin ise TCK madde 188/3 gereğince 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.

Uyuşturucu maddenin başkasına verilmesi :Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satış amacı olmadan başkasına verilmesi halinde bu suç işlenmiş olur. Yani bu durumda fail kendi mülkiyeti ya da zilyetliğinde bulunan uyuşturucu maddeyi satış sayılmayacak şekilde ve herhangi bir bedel almadan bir başka kişiye vermektedir. Burada önemli olan bir diğer husus uyuşturucuyu teslim alan kişi ile teslim eden kişilerin iradelerinin uyuşması gerektiğidir.

Uyuşturucu maddenin kabul edilmesi : Bir kişinin bir başkasına ait bir uyuşturucu maddenin zilyetliğini herhangi bir karşılık vermeden üzerine almasıdır.

Uyuşturucu maddenin bulundurulması : Uyuşturucu madde bulundurmaktan ceza verilebilmesi için failin kendisine ya da başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsata aykırı veya ruhsatsız şekilde fiili egemenliği altında ve o madde üzerinde tasarruf edebileceği şekilde elinde tutmasıdır.

Türk Ceza Kanununun 188. Maddesinin 3. Fıkrasında tanımlanan uyuşturucu madde bulundurma suçunun gerçekleşebilmiş sayılabilmesi için uyuşturucu maddenin kişisel kullanım sınırları dışında olması şarttır.

Yani bir başkasına kişisel kullanım sınırı içinde kalan miktarda uyuşturucu maddeyi ücretsiz veren, satan kişiler suç kapsamında cezalandırılacaktır.

TCK madde 188/3’te sayılan eylemleri gerçekleştiren kişilerin  10 yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Ancak fıkranın son cümlesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde veren veya satan kişiye verilecek hapis cezasının 15 yıldan daha az olamayacağı düzenlenmiştir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Nitelikli Halleri

Failin Türk Ceza Kanununun 188. Maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen hallerinin bazı şartların varlığı halinde daha fazla cezaya mahkumiyet gerektireceği düzenlenmiştir.

Kanunun 188. Maddesinin 4. Fıkrasında :

- Eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması durumunda verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı,

- TCK madde 188/3’te belirtilen fiillerin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılacağı belirtilmiştir.

- Uyuşturucu madde ticaretinin, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında arttırılacağı, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda ise verilecek cezanın bir kat artırılacağı Türk Ceza Kanununun 185. naddesinin 5. fıkrasında ayrıca düzenlenmiştir.

- Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili doktor tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da Türk Ceza Kanununun 188. Maddesinin 5 nolu fıkrasında yer verilen hükümlerin uygulanacağı ancak verilecek cezanın yarısına kadar indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.(Türk Ceza Kanunu madde 188/ f.6 ) Bu maddenin uygulanması için suça konu edilen uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurduğu iddia edilen maddenin Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’na gönderilerek bu hususta rapor alınması ve üretiminin resmi makamların iznine veya satışının yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olup olmadığının , Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nden sorulması gerekmektedir.

- Türk Ceza Kanunumuzun 188. Maddesinin 7 nolu fıkrasında ise ,uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişinin sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

- TCK madde 188 8 nolu son fıkrada ise madde 188’de tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacağı hükme alınmıştır.

Uygulamada suçun nitelendirilmesine ilişkin hatalarla sıklıkla karşılaşıldığı görülmektedir.

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan tereddütten biri de öncü araçtaki sanıkların hukuki durumlarının ne olması gerektiğidir.Bu durumda sanıkla arasında yakalama anına kadar olan telefon görüşmelerine dair kayıtlar, ve var ise konuşmaların içeriği , artçı ve öncü araçlar arasındaki mesafe , yönlendirme yapılmadan uyuşturucu madde taşınan aracın istenilen yere ulaştırılmasının mümkün olup olmadığı gibi hususların karar yerinde tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmekte ve sonucuna göre Türk Ceza Kanunumuzun 37. Ve 39. Maddelerinin uygulanma olanağı olup olmadığına dair karar verilmesi gerekmektedir.

Uyuşturucu Madde Kullanma ve Bulundurma Suçu

Eylemin kullanmak amacıyla uyuşturucu bulundurma suçunu mu yoksa Türk Ceza Kanunu madde 188/3’te düzenlenen uyuşturucu madde ticareti amacıyla bulundurma suçunu mu oluşturduğunu belirlemede kullanılması gereken kıstaslar Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/03/2012 tarih 387-75 ile 15/06/2004 gün ve 107-136 sayılı kararlarında belirtilmiştir.

Öğreti ve uygulamada da kabul gören bu kıstaslar:

  1. Failin bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi başkasına satmak, devretmek veya tedarik etmek amacıyla herhangi bir davranış içine girdiğinin tespit edilememiş olmasıdır.
  2. İkinci kıstas uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulundurulma biçimidir. Kişisel kullanım amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran kimsenin bunu her zaman kolayca erişebileceği bir yerde bulunduracağı belirtilmiştir.Ayrıca uyuşturucunun çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketler halinde bulunması , her paket içerisinde hassas bir ölçümle hesaplanabilecek ve benzer  miktarda uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunması , uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınlarda hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin ele geçirilmesi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanım amacı dışında bir amaçla bulundurulmuş olduğu konusunda önemli belirti olarak kabul edilmektedir.
  3. Üçüncü kriter ise, ele geçirilen uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır. Adli Tıp Kurumu mütalaalarında esrar maddesi yönünden günlük kullanımın her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde 3 kez olabileceği belirtilmektedir. Miktar sınırı her bir uyuşturucu madde açısından farklılaşmaktadır. Ancak esrar kullanma alışkanlığına bağlı olarak bir kişinin birkaç aylık kullanım sınırı içinde kalan miktardaki esrar maddesini bulundurması hali kişisel kullanım sınırları içinde kabul edilmektedir.Kişisel kullanım sınırları içinde kalan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kişinin kendi evinde ya da üzerlerinde veya ulaşabilecekleri yerde bulundurabilecekleri de kabul edilmektedir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden, bulunduran veya uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı TCK madde 191/1’de hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay kişisel kullanım için, başka bir delil bulunmaması halinde, uyuşturucu satın alma veya bulundurma sınırını günde ortalama 3-4 gr olarak kabul etmektedir.

Bu suçtan dolayı soruşturma başlatılması halinde ise 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmektedir. Bu süreç içinde ise Cumhuriyet Savcısı tarafından kişiye tedavi görmek gibi yükümlülükler yüklenebilmekte ve erteleme süresi içinde tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almaması, kullanmaması veya bulundurmaması gerekmektedir. Bu yükümlülüklerin ihlali halinde kişi hakkında kamu davasına karar verilecektir.

Türk Ceza Kanununun 191. Maddesinin 4. Fıkrasının a bendinde yer alan hüküm gözetildiğinde sanığın kendisine gönderilen uyarı davetine uymaması halinin  yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğinin kabulü için yeterli olmadığı yönünde Yargıtay kararları bulunmaktadır. Yargıtay , sanığa gönderilen ilk davetname ardından sanığın yasal süre içinde müracaat etmemesi halinde ikinci kez ve yeniden süre verilerek sanığa başvuru yapması konusunda ihtarat gönderilmesi gerektiğine aksi halde sanığın ısrar etmiş sayılamayacağına hükmetmektedir. ( Yargıtay 20 Ceza Dairesi 14/02/2017, 5705/1055)

Gizli Soruşturmacı Tarafından Sanıktan Birden Fazla Kez Uyuşturucu Madde Satın Alınması

Uygulamada soruşturma aşamasında atanan gizli soruşturmacılar tarafından failden birden fazla kez uyuşturucu madde satın alındığı görülmektedir.Ancak bu durumda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağına dair Yüksek Daire kararları istikrarlı hale gelmiştir. Yani gizli soruşturmacıya birden fazla kez uyuşturucu veya uyarıcı madde satışı yapan fail aleyhine zincirleme suç hükümleri uygulanamaz.

 

 

Sadece Dinleme Kayıtlarına Dayanılarak Mahkumiyet Kararı Verilmesi

Sadece dinleme kayıtlarına dayanılarak sanık aleyhine mahkumiyet kararı verilmesi hatalıdır. Yargıtayın içtihat hale gelen kararlarında dinleme kayıtlarının somut delillerle desteklenmesi gerektiğine hükmedilmektedir.

Uyuşturucu Madde Suçlarında Etkin Pişmanlık

08/02/2008 tarihinden sonra suçu ihbar eden kişilerin , bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar dışında, kimliklerinin gizli tutulmasının mümkün olmadığı ve rızaları aranmaksızın gerektiğinde tanık olarak dinlenebilecekleri gözetilmelidir.

 

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen failin , beyanları ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunması gerekir.

Sanığın henüz kimlik bilgileri ve suçla ilgileri bilinmediği aşamada , diğer sanıkların yakalanmalarına ve suçlarının ortaya çıkmasına yardım etmiş olması etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektirir.

Yine kendi ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık hakkında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması Türk Ceza Kanununun 192. Maddesinin üçüncü fıkrası gereğince cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmelidir.

Uyuşturucu Madde Ticareti ve Uyuşturucu Kullanma ile ilgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas No: 2020/13558, Karar No: 2020/9487

“1-Tüm dosya kapsamı, iletişim tespit çözüm tutanakları ve sanık beyanına göre kullanıcı olan sanığın hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü onanan dosyanın diğer sanığı ...'ın ev adresinin ...,... olarak tespit edildiği ve bu adres için arama kararı alındığı arama sonucunda net 0.5 gram esrar ele geçirildiği, olayda sanığın arama sonrasında gelerek evin ve ele geçirilen esrarın kendisine ait olduğunu söylediği anlaşılmakla kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemediği ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı aşamada, ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet eden sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

… Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA”
 

 

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas No: 2020/6630, Karar No: 2020/5950

A. Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından kurulan hükümlerin incelenmesinde :

Tüm dosya kapsamından 19.09.2007 tarihinde ''... isimli şahsın kullandığı .... Sokak no: 5'te uyuşturucu madde ticareti yapıldığı'' şeklindeki ihbar üzerine sanık ...'in kiralayarak kullanımında bulunduğu yerde yapılan aramada 985 gr kokain, net 3.172 gr esrar ve 200 adet MDMA içeren hap ile 2 adet hassas terazinin ele geçirildiği, ...'in söz konusu yeri kullanması için sanık ...'a kiraladığını beyan etmesi üzerine ...'un yakalandığı, ...'un da beyanında uyuşturucu maddelerin sanık ...'ye ait olduğunu sanıklar ..., ... ve ... lakaplı kişilerin de ...'ye yardımcı olduklarını beyan etmesi üzerine kollukça yapılan çalışmalarda ... lakaplı kişinin sanık ... olduğunun tespit edildiği, 22.04.2008 tarihinde sanık ...'in sokak üzerinde kolluk görevlilerince yakalanması üzerine yapılan üst aramasında 13 paket halinde 12,6 gr eroin ele geçirildiği anlaşılmıştır.

CMK'nın 116 ve 119. maddelerine göre "adli arama" şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa adli arama yapılabilir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610- 2014/512, 2013/841- 2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.


Somut olayda 19.09.2007 tarihinde sanık ... hakkında yapılan ihbar nedeniyle faili belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" alınmadan, sanık ...'in kiralamış olduğu .... Sokak no: 5 sayılı binada arama yapılması, 19.09.2007 tarihli olay ile bağlantısı olduğu gerekçesi kolluk görevlilerince 22.04.2008 tarihinde yakalanan sanık ...'in üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu aramalar sonucu bulunan uyuşturucu maddeler ise hem "suçun maddi konusu" hem de "suçun delili" olup "hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz."

Sanıklar ..., ... ve ... açısından hukuka uygun olarak elde edilmiş bir uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığı için isnat olunan suçun maddi konusunun hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle hükme esas alınamayacağından; sanıklar ..., ... ve ... bakımından ise her iki olayda da ele geçen maddelerle ilgileri olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,”

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas No: 2020/5327, Karar No: 2020/5873

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık ve müdafiinin temyiz isteminin CMK'nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;


Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 28/01/2019 tarihli uzmanlık raporu ve Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 18/11/2019 tarihli raporu ve ekindeki tutanaklardan, tanık ...’dan ele geçirilen suça konu net 0,05 gram ağırlığındaki maddenin eroin, acetaminophen ve cafein içerdiğinin, ancak söz konusu maddenin miktarı az olduğundan miktarsal analiz yapılamadığı ve tümünün deneyde kullanıldığı belirtilmiş olduğundan; Ankara Kriminal Laboratuvarı'nın 28/01/2019 tarihli raporunun Adlî Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi'ne gönderilerek, madde içeriğinde eroin miktarının belirlenmesi halinde, bu miktarın toplam madde içindeki oranının 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde “morfin ve milhleri” (morfin ve tuzları) için belirlenen binde 2 oranından fazla olup olmadığının hesaplanması, hesaplanamıyor ise ele geçen eroinin kullanıma elverişli olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre, sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, yetersiz rapora dayanılarak ve eksik araştırma ile hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,”

Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/6541, Karar No: 2020/4221

1- Sanık ...'ün, ormanlık alanda ve tütün tarlasında hint keneviri ektiği ve evinde kurumaya bırakılmış hint keneviri bitkisi bulundurduğuna dair yapılan ihbar üzerine, suç tarihinde sanık ...'ın kullandığı tarlada ve tarlanın bitişiğindeki alanda, ayrıca ormanlık alanda farklı yerlerde ve bu alana yakın olan hazine arazisinde ekili vaziyette hint keneviri bitkilerinin, ormanlık alanda kurutulmaya bırakılmış hint keneviri bitkilerinin ele geçirildiği, ormanlık alanda hint kenevirlerinin ele geçirildiği yerlerde sigara izmaritlerinin de bulunduğu, sigara izmaritleriyle sanıklar ..., ... ve ...'ın vücut örnekleri üzerinde mahkeme kararıyla yapılan DNA incelemesi neticesinde Tekel 2000 ibareli sigara izmaritinin sanık ...'a, diğer sigara izmaritlerinin ise sanık ...'e ait DNA profilleriyle uyumlu olduğunun tespit edildiği, nitekim yapılan aramada ele geçirilen boyları 50 cm, 1 metre ve 1,5 metre arasında değişen 248 ve 15 adet kök dikili kenevir bitkisi ile kurutulmaya bırakılmış hint keneviri bitkilerinden elde edilebilecek esrar miktarının 7851 gr olduğu dikkate alındığında sanıkların kişisel kullanım miktarından çok kabul edilebileceğinden, ayrıca idrar tahlillerinde uyuşturucu çıkmayan sanıkların eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu değil, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçunu oluşturacağından mahkumiyet kararı yerine beraat kararı verilmesi,

… Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, 10/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3400, Karar No: 2020/3585

1- Sanık ...'ün, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen Fatih Akyol'un üzerinde ele geçirilen esrarı adı geçene temin etmek amacıyla kimliği bilinmeyen şahıstan alışverişte bulunmak suretiyle bizzat satın alması karşısında, sanığın TCK'nın 37. maddesi kapsamında ‘fail’ konumunda olduğu halde yardım eden sıfatıyla üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek TCK 39. madde uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,

2- Kendisinde kullanım sınırlarında net 6 gram esrar ele geçen sanığın, diğer sanık ... Akyol'un soyut beyanı dışında ele geçen maddeyi başkasına temin amacıyla bulundurduğuna dair aleyhinde mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı aşamada; Fatih Akyol'da ele geçen 0,7 gram uyuşturucu maddeyi ona başkasından satın alarak verdiğini söylemek suretiyle kendi suçunun ortaya çıkmasını sağladığı anlaşıldığından sanık hakkında, TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

4- Adana Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 30/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/968, Karar No: 2020/3272

Tüm dosya kapsamına göre; sanığın sürücüsü olduğu araç içerisinde yapılan aramada 7 adet MDMA içeren hap, 1,4 gram plaka esrar, 50,8 gram toz esrar ve 27,1 gram 5-Fluoro ADB içeren madde ele geçirildiği; sanığın yapılan tahlillerinde amfetamin, THC, bonzai k2 ve MDMA pozitif olarak tespit edildiği, sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dosyanın tefrik edildiği; sanığın tüm aşamalardaki savunmalarında ele geçirilen uyuşturucu maddeyi kendi kullanımı için bulundurduğunu beyan ettiği, ele geçen maddelerde çeşitlilik olmasına rağmen hepsinin yapılan tahlillerinde tespit edilmiş olduğu, sanığın ele geçen maddeleri kullanma amacı dışında başkasına satmak veya temin etmek için bulundurduğuna ilişkin savunmasının aksine ihbar dışında her türlü şüpheden uzak kesin ve somut bir delil bulunmadığının anlaşılması karşısında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA,”

Telefon Et
Mail At
content