Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra teknolojideki ve özellikle bilişim teknolojilerinde birçok değişim ve gelişim yaşanmıştır. Bu gelişim ve değişimle birlikte, bilgi artan bir hızla dijitalleşmeye başlamıştır. Bu süreç bilgilerin işlenmesinin önünü açmış ve birey aleyhine bir durum ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni veri paylaşımı arttıkça bu verilerin nerelerde ve ne amaçla kullanıldığı ve bu verilerin pazarlama, iyileştirme amaçlı olarak üçüncü kişilerle paylaşımında ortaya çıkan güvenlik problemleridir.
Bireyin aleyhine olarak bozulan dengenin yeniden kurulması amacıyla veri işleme süreçlerinin tabi olacağı hukuksal düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Buna yönelik ilk düzenlemeler, bilgisayarların ve veri tabanlarının bireylere ilişkin bilgileri işlemeye başladığı 1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkmıştır.
“Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin 108 Sayılı Sözleşme” Avrupa Konseyi tarafından 28 Ocak 1981 tarihinde imzaya açılmıştır. Avrupa Birliği Uyum Süreci kapsamında, bu sözleşme Türkiye tarafından da imzalanmıştır. 17 Mart 2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
Dünya’nın birçok bölgesinde ülkeler, vatandaşlarının verilerinin korunmasına ilişkin farklı düzenlemeler yapmıştır. Avrupa’da General Data Protection Regulation (GDPR), bunlardan en geniş kapsamlı ve devrim niteliğinde olanıdır.
Avrupa Birliği’nde (AB) kişisel verilerin korunması hukuku amacıyla hazırlanan Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR), 2016 yılında kabul edilmiş ve 2018 yılı Mayıs ayında yürürlüğe girmiştir.
Kişisel verilerin işlenmesinin disiplin altına alınması ve buna ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunması ve uluslararası düzenlemelere uyum sağlanması amacıyla 24 Mart 2016 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir.
Anayasada öngörülen özel hayatın gizliliği ile temel hak ve özgürlüklerin korunması çerçevesinde, ülkemizde kişisel verilerin korunmasını sağlamak ve buna yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla yapılan düzenlemeler ayrıca kişinin mahremiyet hakkı ile bilgi güvenliği hakkının korunmasını da bu amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin sorumlulukları ve uymaları gereken usul ve esasların düzenlenmesi de Kanunun amaçları arasında yer almaktadır.
Kişisel verilerin hangi kurallara tabi olarak, hangi şartlarda işlenebileceği noktasını kontrol altına alma amacını güden Kanun, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin denetim mekanizmaları getirmiştir. Bu mekanizmalar verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini engellemeyi hedeflemektedir.
Veri sorumlusu; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve erişilmesini önlemek ve bu verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. İşlenen kişisel verilerin yasal olmayan yol...
DETAYKişisel verilerin korunmasının amacı kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumaktır. Bu kapsamda kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyac...
DETAY26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 135 ila 140 ıncı madde hükümleri kişisel verilere ilişkin suçlar bakımından uygulanacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 135’e göre hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kims...
DETAY