AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI SUÇU

AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI SUÇU

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda akaryakıt kaçakçılığı suçu açıkça tanımlanmamış, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na atıfta bulunulmuştur.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda kaçak akaryakıtın tespit edildiği hallerde izlenecek idari soruşturma ve yaptırım prosedürüne ilişkin hükümler düzenlenmiş, cezai yaptırım ve soruşturma aşamaları hakkında 5607 sayılı Kanuna atıfta bulunulmakla yetinilmiştir.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun “Kaçak Akaryakıt” a ilişkin hükümleri:

Kanunun 2. maddesinde "TANIMLAR" başlığı altında 21. bentte kaçak akaryakıtın tanımı yapılmamış,  5607 sayılı Kanunda kaçak olarak kabul edilen akaryakıtın 5015 sayılı Kanun kapsamında da kaçak akaryakıt olarak kabul edileceği belirtilmekle yetinilmiştir. 

Madde 2/ 21’de “Kaçak akaryakıt:21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca kaçak olarak kabul edilen akaryakıtı,” şeklinde düzenlenmiş , akaryakıtın kaçak olup olmadığının tespitinde 5607 sayılı Kanun hükümlerinin gözetileceği belirtilmiştir.

5015 sayılı Kanunun 4 . maddesinde ise “(I)Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlığı altında lisans sahibinin kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.

5015 sayılı Kanunda ayrıca dağıtıcı lisans sahiplerinin yükümlülükleri arasında Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak akaryakıt satışı yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurmak ve bu sistemi uygulamak olduğu sayılmıştır. Yani dağıtıcının bayisinde kaçak akaryakıt satışını önleyen teknolojik yöntemleri içeren bir sistem bulunmaması hali dağıtıcının yükümlülüklerine aykırı davrandığını gösterecek ve yaptırımlara maruz kalınabilecektir.

Akaryakıt kaçakçılığı eyleminin tespiti halinde ise ;

Lisans sahibi kişiler hakkında, bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayan fiiller ile 5607 sayılı Kanunda belirtilen akaryakıt kaçakçılığına ilişkin fiiller için ilgilisi hakkında Kurum tarafından doğrudan idari soruşturma başlatılarak gerekli yaptırımlar uygulanacağı, lisans sahibinin ilgili piyasa faaliyeti niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayan, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuran fiilleri nedeniyle Kurumca geçici olarak durdurulabileceği belirtilmiştir.

5607 sayılı Kanunda belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Lisans sahibine verilen idari para cezası ödenmeden lisansa konu tesis için lisans verilmez.

Kaçakçılık fiilinin sadece ulusal marker seviyesi ile ilgili olması durumunda, geçici durdurma kararı akredite laboratuvar analiz sonucuna göre verilir. Akredite laboratuvar analiz sonucunun bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirler Kurum tarafından alınır. Seyyar kontrol cihazı ile yapılan ulusal marker kontrol sonucunun geçersiz çıkması hâlinde, alınan numune en geç beş iş günü içinde laboratuvara teslim edilir. Laboratuvar, yapılması istenilen analizleri numune özellikleri değişime uğramadan onbeş gün içinde yapar ve sonucunu en geç üç iş günü içinde Kuruma ve ilgililerine bildirir.

Kanun koyucu sadece kaçak akaryakıtın tespiti halinde değil kaçak ürün kullananların da idari yaptırıma tabi tutulacağını emretmiştir.

Kaçak ürün ikmal edenlerin lisansı iptal edilir. Teknik düzenlemelere uygun olmayan ürün ikmal edenler zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Teknik düzenlemelere uygun olmayan akaryakıt ikmali nedeniyle kullanıcıya verilen zarar ve hasarların tazmini hususu,lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin lisanslarında ve sözleşmelerinde yer alır. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

 

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili düzenlemeler:

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda akaryakıtın tanımı yapılmış, kanun kapsamında akaryakıt olarak kabul edilecek şeyler sayılmıştır.

“Akaryakıt: Benzin, gaz yağı, jet yakıtı, motorin, fueloil, sıvılaştırılmış petrol gazları, doğal gaz gibi akaryakıt ürünleri ile akaryakıt yerine kullanılan petrol türevleri ve bunların karışımları ile akaryakıt yerine kullanılan diğer ürünleri,ifade eder.”

Kanun koyucu herhangi bir kesin sınırlamaya tabi tutmaksızın akaryakıt kapsamında değerlendirilecek ürünlerle ilgili “akaryakıt yerine kullanılan petrol türevleri” ve “bunların karışımları ile akaryakıt yerine kullanılan diğer ürünler” şeklinde düzenleme yaparak akaryakıt kapsamına girecek ürünleri geniş tutmuştur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yüksek Daire kararlarında bir eşyanın kaçakçılık suçuna konu olabilmesi için gümrük işlemine tabi tutulmadan yurda ithal edilmesi gerektiği, suçun oluşumunda önem arz eden gümrük işlemlerinden, ithal ya da ihraç edilecek eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işleme veya kullanıma tabi tutulması anlaşılması gerektiği vurgulanmaktadır.

Eşyanın ithalatındaki gümrük işlemleriyle ilgili ise Gümrük Kanunumuzun 33. maddesi uyarınca Türkiye Gümrük Bölgesine giriş çıkışların ancak gümrük kapılarından yapılabileceği, gümrük bölgesine giren ve çıkan araçların aynı kanunun 34. maddesine göre gümrük gözetimine tabi olacağı, 36. maddesinde bu araçlarla gümrük bölgesine getirilen eşyaların da gümrük gözetimine tabi olup gümrük idareleri tarafından denetleneceği hüküm altına alınmıştır.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun Ek 5/1. maddesinin; "Kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün ve kaçakçılıkta kullanılan suç ... ve gereçlerinin müsaderesine de hükmolunur.” düzenlemesi 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun'un 47. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ancak maddede tanımlanan fiil suç olmaktan çıkarılmayarak aynı Kanun'un 54. maddesiyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin; "Akredite laboratuvar analiz sonucuna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen, yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan akaryakıtı; üreten, satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır" şeklindeki 11. fıkrasına aktarılmış, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle de söz konusu fıkra; “Ulusal marker uygulamasına tabi olup da, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun belirlediği seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtı;

a) Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden,

b) Satışa arz eden veya satan,

c) Bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan,

kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, marker içermeyen veya seviyesi geçersiz olan akaryakıtın kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması hâlinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur” şeklinde değiştirilmiştir.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hiç ya da yeterli seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtın bu özelliği bilinerek satın alınmasının suç teşkil edebilmesi için failin ticari amaçla satın almış olması şartı aranmış ancak "ticari amaçla satın alma" kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir tanımlamaya yer verilmemiştir.

Ticari amaç birçok kaçakçılık suçunda aranan bir manevi unsur olup öğretide bu konuda; "Ticari amaç kavramının dar yorumlanmaması gerekmektedir. Her ne kadar ticari amaç denilince ilk akla gelen husus kar amaçlı olarak daha sonra satmak için satın alma fiili olsa da, kaçak özelliğini bilerek eşyayı kullanmak amacıyla satın alan kişi normal şartlara göre daha ekonomik olarak bu malı alacağı için burada da ticari bir amacın varlığından bahsedilebilecektir. Bu çerçevede satın alan kişi satabileceği gibi kullanmak amacıyla da satın almış olabilecektir.

Ticari amaç gözetmeden kendi ihtiyacı için akaryakıt üreten, nakleden, bulunduran veya satın alan kişinin bu fiillerinde kasten hareket ettiği kabul edilemez.

Failin ticari amaçla hareket edip etmediği, ekonomik ve sosyal durumu, suça konu eşyanın cinsi, nevi, kullanım yeri, zamanı, miktarı, değeri, bulundurma ve ele geçiriliş biçimi gibi hususlar gözetilerek her olayın özelliğine göre değerlendirilip belirlenmelidir. Bir tacirin her fiilinin ticari olduğundan söz edilemez.

SUÇUN MAĞDURU :

Akaryakıt Kaçakçılığı suçunun mağduru kamu ve ilgili Gümrük İdaresidir.

Yüksek Daire birçok kararında suçun mağduru olan Gümrük İdaresi’nin soruşturma ve kovuşturmadan haberdar edilmemiş olmasını veya Yerel Mahkeme kararını temyiz etme hakkının tanınmamış olmasını dosyanın iadesi sebebi saymıştır.

“…5607 sayılı Kanunun 3/1-ikinci cümlesinin uygulama alanı bulabileceği nazara alınarak, suçtan doğrudan zarar gören ve katılma hakkı bulunan Gümrük Müdürlüğü duruşmadan haberdar edilmeden yargılama sonlandırıldığı gibi adı geçen kuruma kararın tebliğ edilmediği anlaşıldığından, gıyabi kararın Gümrük Müdürlüğü'ne usulüne uygun olarak tebliğinden, temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesi eklendikten ve bu temyize ilişkin ek tebliğname de düzenlendikten sonra iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,”

YARGITAY 7. Ceza Dairesi         2014/18250 E.  ,  2019/9605 K.18.02.2019

 

EYLEMİN KESİNTİSİZLİĞİ :

Yüksek Daire pek çok kararına suçun kesintiye uğramamış olmasından bahsetmektedir.

Eylemin işlenişi ile failin yakalanışı ya da kaçak akaryakıtın ele geçirilmesi arasında kesinti olmaması hali suçun fail tarafından işlenmiş olma olasılığını arttıran sebep olarak kabul edilir.

“…eylemin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun kapsamında kalacağı ve buna göre suç tarihinde sınırda yürütülen faaliyet sırasında Suriye sınırında sanığa ait 125 litre kaçak akaryakıt tespit edilmesi ve akabinde sanığın yakalanması karşısında, kaçakçılık suçunun kesintisiz devamı sırasında sanığa ait eşyanın yakalandığı ve sanığın eyleminin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/1.maddesi kapsamında kaldığı” YARGITAY 7. Ceza Dairesi         2014/32743 E.  ,  2017/1439 K

“…Suç tarihinde sınıra yaklaşık 60 metre uzaklıkta yürütülen faaliyet sırasında bir gruba yapılan müdahale sonucu 5 adet at ve bu atlara yüklü vaziyette 200 litre kaçak akaryakıt ele geçirildiği gözetildiğinde eşyanın kaçakçılık suçunun kesintisiz devamı sırasında yakalandığı ve 5607 sayılı kanunun 3/1-ikinci cümlesinin uygulama alanı bulabileceği”YARGITAY  7. Ceza Dairesi         2014/4756 E.  ,  2014/22287 K.

“…Suç tarihinde İran topraklarından yurdumuza giriş yapan gruba müdahale edilmesi üzerine 28 at ve bu atlara yüklü jelikanlarda 940 litre kaçak akaryakıt ele geçirildiği gözetildiğinde eşyanın, kaçakçılık suçunun kesintisiz devamı sırasında yakalandığı ve 5607 sayılı Kanun'un 3/1-ikinci cümlesinin uygulama alanı bulabileceği”YARGITAY 7. Ceza Dairesi         2014/6608 E.  ,  2015/1102 K.

MÜSADERE :

Kaçak akaryakıtın ele geçirilmesinden sonra suç konusu eşyaya el koyma kararı verilebilir ve kovuşturma sonunda müsaderesine hükmedilir.

Müsadere kararında tasfiye işleminin gerçekleşip gerçekleşmediği, tasfiye gerçekleşmişse tasfiye bedelinin irad kaydedileceği de açıkça belirtilmelidir. Aksi hal bozma sebebidir.

Müsaderesi talep edilen suça konu kaçak akaryakıt hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de bozma sebebi sayılır. Cumhuriyet Savcısı akaryakıtın müsadere edilmesine karar verilmesini mütalaa etmiş ve fakat Mahkemece bu hususta herhangi bir karar verilmemişse , karar bu sebeple bozulur.

Kaçak akaryakıtın müsaderesinden sonra imhasına karar verilemez.

“…Sulh Ceza Mahkemesi'nin 20.09.2012 tarih, 2012/178 D.İş sayılı kararıyla tasfiyesine karar verildiği anlaşılan dava konusu kaçak akaryakıtın müsaderesine karar verildikten sonra tasfiye edilmişse tasfiye bedelinin hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekirken imha suretiyle tasfiyesine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, katılan EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”YARGITAY 7. Ceza Dairesi         2015/6714 E.  ,  2018/4652 K.

STANDART DEPO FAZLASI YAKIT :

Standart depo fazlası olarak yakıt getirildiği durumlarda 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu  kapsamında tanımlanan kaçakçılık fiili bulunmaz.

Depo fazlası yakıt için sadece özel tüketim vergileri %50 fazlası ile tahsil edilir. 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda belirlenen vergi tek ve maktu şekilde tahsil edilir.

Bu düzenleme sadece standart depo içerisinde bulunan fazla yakıtı kapsar. Standart depo dışında getirilen yakıt, depodaki yakıtla birlikte muafiyet kapsamında kalsa dahi gümrük işlemine tabi tutulmamışsa kaçakçılık suçuna konu olur.

Telefon Et
Mail At
content