KASTEN YARALAMA SUÇU (TCK md. 86 / md.87)

Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar Bölümü’nde madde 86 ve devamında düzenlenmiştir.

TCK md. 86/1’de kasten yaralama suçunun temel şekline, TCK md. 86/2’de cezanın basit haline, TCK md.86/3’de cezanın arttırılması gereken nitelikli hallerine ve TCK md. 87’de suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine yer verilmiştir.

Kasten Yaralama (TCK md.86)

TCK md 86/1 uyarınca kasten başkasının vücuduna acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan kişi cezalandırılmaktadır.  Bu suçta korunan hukuksal değer, beden dokunulmazlığı ve beden sağlığının korunmasıdır.

Kasten yaralama suçu seçimlik hareketli bir suç olup ayrıca serbest hareketli bir suçtur.

Vücuda acı verme, beden bütünlüğünü önemli derecede bozmayan fiziksel yönden zarar veren her türlü hareket olarak tanımlanmaktadır.  Failin hareketi, mağdura karşı bir temas sonucu mağdurda acı meydana getirmiş olması gerekmektedir. Buradaki acının varlığı sübjektif değil objektif bir gözlemcinin durumuna göre değerlendirilir.

Sağlığı bozma, bir kimsenin var olan sağlığının kötüye götürecek şekilde bozulmasıdır. Bunun tıbbi bir anlamda mağdurda hastalık ortaya çıkarması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda mağdurda bir acıda meydana getirmesine gerek yoktur. Organizmanın normal çalışma düzeninde olumsuzluğa yol açılması yeterlidir. Bu olumsuzluklar bedenen olacağı gibi ruhsal da olabilmektedir.

Algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma, kişinin dış dünyada olup biteni gözlemleyebilme yetisinin olumsuz etkilenmesidir. Bir kimseyi sarhoş etmek buna örnek verilebilir.

Kasten yaralama suçunda TCK’de düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

Suç kural olarak re’sen kovuşturulur. Kasten yaralama suçunda ceza belirlenirken TCK md. 86/1 esas alınır. Buna göre yaralamaya neden olan kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir.

  1. Suçun Daha Az Ceza Verilmesi Gerektiren Halleri:

Kasten yaralama suçunun,  TCK md.86/2 uyarınca basit tıbbi bir müdahale ile tedavi edilmesi durumunda hem ceza indirilmekte hem de suçun takibi şikayete bağlı olmaktadır.

İlk yardımın dışında herhangi bir müdahaleye gerek kalmaması durumuna basit tıbbi müdahale denilmektedir. Adli Tıp Kurumu, hekimler tarafından basit tıbbi müdahalenin farklı algılanabileceğini düşündüğünden basit tıbbi müdahalelerin ne olduğuna dair bir liste yayınlamıştır.

Bu maddede düzenlenen suç uzlaşma kapsamındaki suçlardandır. Uzlaştırma şartları CMK md. 253 uyarınca düzenlenmiştir. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanmalarda şikayet üzerine taraflar ilgili makam tarafından uzlaştırma işlemi yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderilmektedir. Yargıtay’ın kapatılan 3. Ceza Dairesi kararında da “basit nitelikte kasten yaralama suçuna dönüşmüş olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nin 253 ve 254. maddeleri gereğince sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması lüzumu” görülmektedir.  (2020/14029 E., 2020/18757 K.) Tarafların uzlaşma bürosunda anlaşamaması durumunda kovuşturma aşamasına geçilmektedir. Kovuşturma aşamasında hakim TCK md.86/2 uyarınca 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası verebilmektedir.  

Kasten yaralama suçu, basit tıbbi müdahale ile tedavi edilecek bir suç olsa dahi TCK md. 86/3’te belirtilen nitelikli haller mevcut ise şikayete bağlı olmaktan ve uzlaşma kapsamından çıkmaktadır.

  1. Suçun Daha Fazla Ceza Verilmesi Gerektiren Nitelikli Halleri:

TCK md.86/3’te nitelikli haller düzenlenmiştir.

  1. Suçun üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe işlenmesi

Bu suçun üçüncü derece kan hısımlığı bulunan kişilere işlenmesi durumunda nitelikli hal uygulanacaktır. Kanunun üstsoy teriminden anne, baba, dede, nine, büyük baba ve büyük nine; altsoy teriminden çocuk, torun ve torunların çocukları anlaşılmaktadır. Burada kan bağı arandığından nitelikli hal kapsamına üvey akrabalık girmemektedir.

Eş kavramı TMK’da düzenlenmiş olup evlenme ile ortaya çıkan ilişkidir. Buna göre eşe karşı yaralamada nitelikli halin oluşması için resmi nikah olması gerekmektedir. Suçun işlendiği sırada eşlerin birlikte yaşaması aranmamakta mevcut evliliğin varlığı yeterli olmaktadır.

Kardeşler açısından bu nitelikli halin oluşması için anne ile babanın birlikte ebeveyn olmasına gerek yoktur. Anne baba bir kardeşler ve evlilik dışı kardeşlerde tanıma veya soybağı davasına gerek kalmaksızın bu nitelikli hal içindedir.

Akrabalık ilişkisinin fail tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bilinmemesi durumunda nitelikli hal uygulanamaz.

  1. Suçun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi;

Beden veya ruh bakımından kendini koruyamayacak kişilere karşı bu suç işlenmesi durumunda kişiler kendilerini savunamayacağı için bu nitelikli hal getirilmiştir. Kendini savunamayacak durumda olması süreklilik arz etmesi gerekmez fiilin işlendiği sırada varlığı yeterlidir.

  1. Suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi

Kamu görevlisi terimi TCK md.6’da düzenlenmiştir.  Mağdur kamu görevlisidir ve mağduru kamu görevlisi olması bu nitelikli halin uygulanması için sadece yeterli değildir. Suçun mağdurun hukuka uygun olarak yaptığı kamu görevini yerine getirmesi sonucunda oluşması gerekmektedir. Bu durumda nitelikli hal uygulanmaktadır. Hukuka aykırı işlem sonucu yaralamada bulunulması durumunda fail haksız tahrikten yararlanabilir.

  1. Suçun kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi;

Burada failin tek başına kamu görevlisi olması yetmemekte ayrıca kamu görevlisi vasfının verdiği nüfuzu da kullanarak bu suçu işlemesi gerekmektedir. Kişisel bir nedenle işlenen kasten yaralama suçunda bu madde uygulanmaz. Buna örnek olarak, toplumsal olaylarda polisin yerde yatan göstericiye şiddet uygulaması bu nitelikli hali oluşturmaktadır.

  1. Suçun silahla işlenmesi;

Silah, somut olayda objektif niteliğine ve kullanma biçimine göre yaralanmalara yol açan saldırı ve savunmaya yarayan her türlü araç olarak tanımlanmaktadır.  TCK md.6’da silahtan ne anlaşıldığı açıklanmaktadır. Yargıtay bir aracın silah sayılmasını bakımından somut olayın özelliklerini ve aracın kullanış biçimini göz önünde bulundurmaktadır.

Silahın yaralama eyleminde bizzat kullanılması sonucunda bu nitelikli hal uygulanır. Silahla işlenen kasten yaralama suçlarında, kuvvetli şüphe var ise CMK md.100/3 gereğince fail hakkında tutuklama kararı verilebilmektedir.

Bu madde kapsamında suç re’sen soruşturulmakta ve verilecek ceza temel ceza üzerinden yarı oranında arttırılmaktadır.

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama (TCK md.87)

TCK md.87’de cezanın ağırlaştırılması gerektiren durumlar düzenlenmiştir. Burada failin kastının ağır neticeye yönelik olmasına gerek yoktur ancak failin gerçekleşen ağır netice bakımından en az taksirle hareket etmesi gerekmektedir.

 Bu suçta eylemin kabul edilmesi için, mağdur beyanı ve onu doğrulayan doktor raporu yeterlidir.

87/1’de düzenlenen nitelikli haller;

  1. Suçun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına yol açması;

Duyu, görme, işitme, duyma, dokunma, tat alma gibi dış dünyayı algılama yeteneği, bireyin dış dünyayla temas kurmasını sağlayan bir araçtır. Organ ise, insan vücudunda belirli bir işlevselliğe sahip anatomik ve fizyolojik bir bütündür.

            Duyu ve organın zayıflamasında bahsedilen bunların işlevlerini yerine getirmede güçlük çekmesi veya azalmasıdır. Bunun tespit tıbbi uzmanlık gerektirmektedir.

Adli Tıp Kılavuzu’nda duyu ve organların işlevinin sürekli zayıflılığı tanımlanmıştır. Buna göre, organdaki veya ekstremitedeki anatomik kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluk kendi yapısına göre %10-50 arasındaysa işlevin sürekli zayıflaması söz konusudur. Bu düzeyin altında kalan durumlar için nitelikli hal uygulanmaz.

Süreklilik terimi mutlaka yaşam boyu sürmesi anlamına gelmemektedir, öngörülen bir zaman içinde ortadan kaldırılmamış olması gerekmektedir. Tedaviyle ortaya çıkan zayıflık ortadan kaldırılabiliyorsa bu nitelikli hal uygulanmaz. Ancak tedavinin güç olması veya uzun zaman alması durumunda zayıflık sürekli sayılmaktadır.

Merkezi sinir sisteminin işlevinde kalıcı zayıflamaya yol açılması sonucu ruhsal bozukluklar da bu nitelikli hal kapsamındadır.

İşlevdeki zayıflık, yaralanmadan 18 ay sonra Adli Tıp Kurumu Uzmanı’ndan alınacak raporla belirlenmektedir.

  1.  Suçun konuşmada sürekli zorluğa yol açması;

Konuşmada zorluk, konuşma yeteneğinin olumsuz şekilde değişikliğe uğramasıdır. Konuşma yeteneğinin kullanılmasında sürekli olarak güçlükle karşılaşılması durumunda bu nitelikli hal uygulanır.

  1. Suçun yüzde sabit ize yol açması;

Yüz deyiminden, kişinin boynu ve kulakları dahil olmak üzere başın ön kısmı anlaşılmaktadır.

Sabit iz, yüzün görünüşünü etkileyen her türlü değişikliktir. Burada sadece yara izi değil, ağzın çarpılması gibi durumlarda sabit iz kapsamına girmektedir.

Yaralama sonucu yüzde bırakılan iz, uzaktan bile fark ediliyor ve dikkat sarf etmeksizin göze çarpıyorsa yüzün doğal görünüşünü etkilemiş sayılmaktadır. Bu izin gizlenebilmesi veya estetikle giderilmesi nitelikli hal içinde değerlendirilmektedir. Önemli olan sabit olmasıdır, izin olağan tedaviyle veya zamanla kaybolması nitelikli hal sayılmaz.

İzin sabit iz olup olmadığının değerlendirilmesi yaralanmadan en az 6 ay sonra yapılmaktadır.

  1. Suçun yaşamı tehlikeye sokan bir duruma yol açması;

Yaşamsal tehlike, kasten yaralamanın yakın bir ölüm neticesi meydana getirebilecek bir durumun ortaya çıkmasıdır. Burada, yaralanma sonrasında kişinin yaşamı tehlikeye düşmekte ancak tıbbi müdahaleyle mağdurun ölmemesidir.

Adli Tıp Kılavuzu’na göre, kafatası kırıkları, kafa içi kanama, kontüzyon, iç organ yaralanmaları, büyük damar yaralanmaları, %20’den fazla kan kaybına işaret eden ekimoz, 2.derece yanık, 3.derece yanık, ağır klinik tabloya yol açan zehirlenmeler bu kapsamdadır.

  1. Suçun gebe bir kadına karşı işlenip çocuğun erken doğmasına yol açması;

Bu nitelikli hal için çocuğun vaktinden önce ve canlı doğmuş olması gerekmektedir. Çocuğun ölü doğması durumunda TCK md.87/2-e uygulanacaktır.

Failin mağdurun gebe olduğunu bilmediği durumda bu nitelikli hal uygulanmaz.

 87/2’de düzenlenen nitelikli haller;

  1.  İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalık veya bitkisel hayata girme;

Hastalık akıl ve beden işlevlerinin yerine getirilmesinde bozukluk ortaya çıkaran patolojik bir durumdur. Bitkisel hayat ise, uzak ihtimalle olsa bile kişinin iyileşerek normale dönmesidir. Bitkisel hayat sonucunda kişinin ölmesi bu durumda 87/4 uygulanır.

  1. Duyulardan veya organlardan birinin işlevinin yitilmesi;

Duyu yeteneğinin tamamen ortadan kaybolması veya organın vücuttan ayrılarak ya da ayrılmamakla birlikte işlevini yerine getirememesi bu nitelikli hali oluşturmaktadır. Göz kulak gibi çift organlarında her biri tek başına organ sayıldığından birinin işlevini yitirmesi durumunda da bu nitelikli hal uygulanır. Kaybedilen organın yerine protez veya herhangi ikame bir araç getirilmesi bu nitelikli halin uygulanmasını engellemez.

Adli Tıp Kurumu’na göre organdaki anatomik kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluk kendi yapısına göre %50 üstündeyse işlevin yitirilmesi olarak değerlendirilmektedir. Genel vücut gücünün %30’dan fazla anatomik veya işlevsel kaybı mevcut ise de bu nitelikli hal uygulanır. Yaralanmadan 18 ay sonra muayene yapılarak tespit edilecektir.

  1. Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolması;

Konuşma yeteneğinin kaybı, mağdurun anlaşılabilir biçimde konuşma yetisini kaybetmesidir. Kekemelik durumu, konuşma yeteneğinin kaybı olarak değerlendirilemez. Burada TCK md.87/1-b uygulanır.

Çocuk yapma yeteneğinin kaybolması, üremeye yardımcı organların zarar görmesidir. Henüz cinsel ilişkiye girebilecek yaşta olmayan çocuklara karşı da işlenen suçta da bu nitelikli hal uygulanabilmektedir. Failin kastı, mağduru kısırlaştırmaya yönelikse TCK md.101 uygulanmakta, fikri içtima kurallarına göre karar verilmektedir.

  1. Yüzün sürekli değişikliği;

Mağdurun yüzünün uyumunu ve dengesini bozan ve çevrenin yüzün bu halinden dolayı kişiyi yadırgaması sonucuna yol açan yaralamalar bu nitelikli hal kapsamındadır. Yaralamadan 6 ay geçtikten sonra alınan raporla bu durum tespit edilmektedir.

  1. Gebe bir kadına işlenip de çocuğunun düşmesi;

Çocuğun ölmesi durumunda bu nitelikli hal uygulanmaktadır. Fail mağdurun gebe olduğunu bilmesi gerekmektedir.

87/3’de düzenlenen nitelikli hal;

Kasten yaralamanın kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması durumunda nitelikli hal düzenlenmiştir. Ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre verilmektedir. Tıbbi bir konu olduğundan Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerekmektedir. Adli Tıp Kılavuzu’nda her bir kırık türünün hayat fonksiyonlarını etkileme derecesi düzenlenmiştir.

87/4’de düzenlenen nitelikli hal;

Yaralama kastıyla gerçekleştirilmiş herhangi bir hareketle ölüm neticesinin ortaya çıkması durumunda bu madde uygulanır. Hareket icrai şekilde olacağı gibi ihmali şekilde de olabilir.

            Basit tıbbı müdahaleyle giderilebilecek şekilde olan yaralama sonucunda mağdur ölmüşse bu durumda bu nitelikli hal uygulanmaz. TCK md.85’de düzenlenen suçtan fail cezalandırılmaktadır.

Mağdurun rızası nedeniyle kasten yaralamanın hukuka aykırı olmaması durumunda, ortaya çıkan ölüm neticesinden dolayı bu madde uygulanmaz. Neticenin öngörülebilir olması durumunda TCK md.85’e göre ceza verilebilir.

Yaralama ile gerçekleşen ölüm neticesi arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir. Failin kasten yaralamaya yönelik hareketi teşebbüs aşamasında kalmış ve ölüm neticesi meydan gelmişse bu nitelikli hal uygulanmamaktadır.

Yaralama suçunun birden fazla kişinin işlemesi sonucunda ölüm neticesi ortaya çıkarsa, en az taksir derecesinde kusuru bulunan şerikler hakkında da bu nitelikli hal uygulanır. Taksirle kusuru bulunmayanlar kasten yaralamanın diğer ilgili fıkralarına göre cezalandırılır.

TCK md.87/4 uyarınca sorumluluğun doğması için ölümün derhal gerçekleşmesine gerek yoktur. Ancak yaralamanın TCK md.86/2’de düzenlenen yaralama kapsamına girmemesi ve yaralama ile ölüm sonucunda nedensellik bağı olması gerekmektedir.

Kişide yanılma veya sapma sonucunda, yaralanması istenilen kişinin dışında başka birinin ölmesi durumunda da bu nitelikli hal uygulanabilir.

Fail TCK md.87’de sayılan ağırlaştırılmış neticelerden birine/birkaçına yol açar ve bunun sonucunda mağdur ölürse sadece md.87/4’ten ötürü ceza verilmektedir.

Yaptırımlar

TCK md.86/1 veya 86/2’de düzenlenen yaralamalar aynı maddenin üçüncü fıkrasında gösterildiği şekilde işlenirse faile verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Fıkrada sayılan hallerden birden fazlası aynı olayda işlenirse tek bir arttırım yapılır.

TCK md.86/3’te öngörülen nitelikli hallerden biri ile md.87’de yer alan nitelikli haller aynı anda gerçekleşirse verilecek ceza md.86/3’e göre tayin edilir ve md.87 çerçevesinde arttırılır.

TCK md.87/1-2’deki nitelikli haller md.86/2 açısından uygulanamamaktadır.

TCK md.87/1 ve 87/2’ de yer verilen nitelikli haller, kendi aralarında seçimliktir. Birinci fıkradaki nitelikli hallerden birçoğu aynı anda gerçekleşirse tek bir artırım yapılmaktadır ancak hem birinci hem ikinci hem üçüncü fıkradaki neticeler gerçekleşmişse sadece en ağırından ceza verilir. Birinci ve üçüncü fıkranın kapsamına giren yaralanmalarda verilecek ceza birinci fıkra uyarınca arttırılır, üçüncü fıkradaki yaralama temel cezanın belirlenmesinde gözetilir.

TCK md.87’de belirtilen neticesi sebebiyle ağırlaşmış sonuçlar oluşursa 86/1’e göre ceza temel ceza belirlenecek, eper aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan hususlar var ise ceza arttırılacak, daha sonra da 87/1’de düzenlenen yaralamalar için 1 kat, 87/2’de düzenlenen yaralamalar için 2 kat arttırılacaktır. 87/1’in uygulandığı yaralamalarda, 86/3 kapsamında değerlendirilmemesi durumunda verilecek ceza 3 yıl, 86/1 ve 86/3’ün beraber uygulandığı cezalar da ise 5 yıldan az olamaz. 87/2 maddede sayılan yaralanmalarda 86/3 kapsamında değerlendirilmeyen yaralanmalarda ceza 5 yıl, 86/1 ve 86/3 kapsamında değerlendirilen yaralamalarda ceza 8 yıldan az olamaz.

TCK 86.maddenin olağan dava zaman aşımı süresi 8 yıldır. TCK 87. maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkralarında düzenlenen suçlar için olağan dava zamanaşımı 15 yıl, üçüncü fıkra için ise 8 yıldır.

İlgili Yargıtay Kararları

“Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama niteliğindeki "kemik kırıklı yaralanmanın" basit tıbbi müdahale ile giderilmesinin mümkün bulunmadığı gözetilip, sanıklara verilen temel cezanın, 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi gereğince tayin olunması gerekirken, TCK'nin 86/2. maddesinin esas alınması suretiyle sanıklara eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiş.”( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi  2020/14316 E.  ,  2020/20180 K.)

“Sanığın yüzde sabit ize neden olacak şekilde kasten yaralama suçunu işlediği olayda, 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 87/1-c maddeleri gereğince belirlenen cezanın 3 yıldan az olması halinde, TCK'nin 87/1-c-son maddesi gereğince cezanın 3 yıla çıkartılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik ceza tayini… bozmayı gerektirmiş.”( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi 2020/13994 E.  ,  2020/19775 K.)

“Sanığın paspas sopası ile katılanı yaralama şeklindeki tek olan fiilinin hem TCK'nın 86/2, 86/3-c-e maddelerinde düzenlenen ve 6 aydan 1 yıl 6 aya kadar hapis veya adli para cezası gerektiren kamu görevlisini silahla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralama suçunu hem de aynı Kanun'un 89. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen ve 4 ay 15 günden 1 yıl 6 aya kadar hapis veya adli para cezası gerektiren taksirle nitelikli yaralama suçlarını oluşturması ve kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle silahla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde kasten yaralama suçu için öngörülen cezanın, sonucu bakımından ağır olan taksirle nitelikli yaralama suçu için öngörülen cezadan daha fazla olması karşısında; TCK'nın 44. maddesindeki farklı neviden fikri içtima hükmü de gözetilerek en ağır cezayı gerektiren TCK'nın 86/2, 86/3-c-e maddeleri kapsamındaki kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/2 maddesi uyarınca belirlenecek olan temel cezanın, aynı Kanunun 86. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) ve (e) bentleri uyarınca yarı oranında artırılarak sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiği kabul edilmelidir.” ( Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/95 E.  ,  2019/207 K.)

“Mahkemece, sanığın mağdura karşı işlediği kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri uygulanarak hükmolunan ''1 yıl 6 ay'' hapis cezasının TCK'nin 87/1-d maddesi gereğince bir kat artırılması ile ''2 yıl 12 ay'' hapis cezasına çıkartılması gerekirken, ''3 yıl'' hapis cezası olarak belirtilmesi bozmayı gerektirmiş…” ( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi  2020/15327 E. ,  2020/19868 K.)

“Sanığın yaralama eyleminin, mağdurun vücudunda kemik kırılmasına ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması karşısında; TCK'nin 86/1. maddesine göre temel hapis cezasının, aynı olayda iki nitelikli halin (TCK 87/3 ve 87/1-d maddelerinin) birleşmesi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi bozmayı gerektirmiş.” ( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi  2020/12789 E. ,  2020/19854 K.)

“Sanık hakkında yaralamaya teşebbüs suçundan dava açıldığına, müştekinin adli raporunda darp cebir izine rastlanmadığının belirtildiğine, müşteki ve tanık ifadelerinde sanığın müştekiye bıçakla vurmaya çalıştığı sırada engellendiğinin beyan edildiğine göre, sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde tamamlanmış silahla kasten yaralama suçundan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
bozmayı gerektirmiş.” ( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi 2020/13141 E.  ,  2020/19852 K.)

“Adli Tıp Kurumu … düzenlenen 04/05/2016 tarihli raporlarda yer verilen “basit tıbbi müdahale ile giderilemez.” görüşünün, bahse konu kulak zarındaki yaralanmayla ilişkilendirildiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle katılanın kulak zarında mevcut perforasyonun olaydan önce mevcut olup olmadığının tespiti, olaydan önce meydana gelmiş olduğunu anlaşılması karşısında sanığın eylemi nedeniyle meydana gelen yaralanmaların mahiyetinin tespiti, sanığın eylemi neticesinde meydana geldiğinin anlaşılması durumunda da katılanın kovuşturma aşamasındaki “şu an halen ağır işitiyorum ve kulağımda ağrılar oluyor.” şeklindeki beyanı da gözetilerek, tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile tüm adli muayene raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne sevki sağlanarak yapılacak fiziki muayenesini müteakip, özellikle, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olup olmadığı ve duyu ya da organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da kaybı niteliğinde olup olmadığı da belirtilmek suretiyle, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen tüm kriterleri kapsayan nihai raporunun temini ile sonucuna göre, katılan beyanı ile uyumlu adli muayene raporu itibariyle sanığın üzerine atılı eylemin sabit olduğu gözetilerek, yargılama konusu suçtan mahkûmiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş.” ( Yargıtay 3. Ceza Dairesi  2020/11927 E.  ,  2020/15635 K.)

“Darbelerin yöneltildiği vücut bölgeleri ve nitelikleri ile engel bir durum bulunmamasına rağmen sanıkların eylemlerine kendiliklerinden son vermeleri dikkate alındığında, eylemlerinin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ve haklarında 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 87/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçundan hüküm kurulması… bozmayı gerektirmiş” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi  2020/1435 E.  ,  2020/2816 K.)

“Vücuda giren metal bilyanın yukarıdan aşağı seyirle jejunum ve sigmoid kolonda yaralanmaya neden olduğuna ilişkin ameliyat notları ve adli tıp raporu, tüm tanıkların, katılana yaklaşana dek sanığın elinde tabanca olmadığı yönündeki ifadeleri, tanık ...'nin, tabancanın sanığın elinde iken ateş aldığına ilişkin anlatımı, tanık ...'ın silah ateş aldıktan sonra sanığın tabancayı yere koyduğu yönündeki beyanı bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde; sanığın kasten yaralama suçunun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmek suretiyle, tabancasıyla ateş ederek katılanı kasten yaraladığı; sanığın aşamalarda önemli farklılıklar gösteren ve olağan hayat tecrübeleriyle, tanık anlatımları ve adli tıp raporu içeriğiyle de çelişen, cezadan kurtulmaya yönelik, katılanın taksirle yaralandığına ilişkin soyut savunmalarına itibar edilemeyeceğinden sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/794 E.  ,  2020/259 K.)

“Sanığın, mağduru 5237 sayılı TCK'nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan araba ile yaraladığının anlaşılması karşında, sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
sanığın yaralama eyleminin, mağdurun vücudunda kemik kırılmasına ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması karşısında; TCK'nin 86/1. maddesine göre temel hapis cezasının, aynı olayda iki nitelikli halin (TCK 87/3 ve 87/1-d maddelerinin) birleşmesi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi bozmayı gerektirmiş” ( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi   2020/12789 E.  ,  2020/19854 K.)

“Müştekide meydana gelen kemik kırığının hayati fonksiyonlara etki derecesi hususunda denetime elverişli olacak nitelikteki raporu alınarak neticesine göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Sanık hakkında eşi olan müştekiye karşı silah ile kasten yaralama suçu nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 86/3-a-e maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış mahkeme tarafından da sanığın eyleminin eşi olan müştekiye karşı silah ile kasten yaralama olarak kabul edilmesine rağmen sadece 5237 sayılı TCK'nin 86/3-a maddesi ile hüküm kurulması, 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e maddesinin hükümde gösterilmemesi, bozmayı gerektirmiş” ( Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi 2020/14909 E.  ,  2020/17769 K)

Telefon Et
Mail At
content