TAHKİMDE TARAFLARA EŞİT MUAMELEDE BULUNULMASI İLKESİ

Genel olarak yargılama aşamalarında taraflara eşit muamelede bulunma ilkesini tanımlamak gerekirse, matematiksel anlamda kesin sınırları olan bir eşitlikten bahsedemeyiz.

Önemli olan benzer durumda olan taraflara benzer şekilde muamele gösterilmesidir. Bilindiği üzere her durumun kendine özgü faktörleri vardır ve taraflara eşit muamelede bulunma ilkesini gerçekleştirirken keskin sınırlar çizemeyiz.

Farklı durumlar için farklı muamele gösterilmesini de içeren eşit muamelede bulunulması ilkesinde temel prensip tarafların adalete erişmesinde eşit fırsatların tanınmış olmasıdır.

Yargılama aşamalarında tarafların delil sunma haklarının eşit şekilde gözetilmesi silahların eşitliği ilkesinin de bir sonucudur. Silahların eşitliği, medeni hukukta, her iki tarafın da diğer tarafın karşısında zayıf konumda kalmaması için kendi iddiasını, savunmasını ve delillerini sunabilme imkanının sağlanmasıdır.

Taraflara eşit muamelede bulunulması ilkesi içerisinde tarafsız bir mahkemeye erişim,adil yargılanma, makul sürede yargılamanın sonuçlanması, yargılamada aleniyet, hakkaniyete uygun karar verilmesi gibi unsurları da içerir.

Tarafların uyuşmazlıkta sahip oldukları durumlarına göre adil bir karar verilmesini hak ettikleri unutulmamalıdır.

Taraflara eşit muamele ilkesi, uluslararası tahkim yargılamalarında en önemli ilkelerden biridir ve uygulanması gerekmektedir. Tarafların iddialarının adil bir şekilde değerlendirilmesi ve kararın adil bir şekilde verilmesi için eşit muamele ilkesine uyulması gerekmektedir.

Yargılama süreci boyunca, iddia ve savunma hakkının sağlanmasında taraflara eşit muamele ilkesi gözetilmeli ve herhangi bir taraf, diğerine göre avantajlı bir duruma getirilmemelidir.

Eşit muamele ilkesine uygun davranılmadığı takdirde, iddia ve savunma hakkına saygı gösterildiği söylenemez.Örneğin, zamanında ileri sürülen ve uyuşmazlıkla ilgili olan taraflardan birine ait bir iddianın göz ardı edildiği durumlarda, eşitlik ilkesinin yanı sıra iddia ve savunma hakkının da ihlali söz konusu olacaktır.

UNCITRAL Model Kanunu'nun 18. maddesinde, "Taraflar eşit muameleye tabi tutulacak ve her tarafa iddia ve savunmasını tam olarak sunma fırsatı verilecektir" ifadesi yer almaktadır."

Örneğin, milletlerarası tahkim uyuşmazlığında taraflardan birine düplik dilekçesi sunma hakkının tanınmamış olması eşitlik ilkesinin de ihlali anlamını taşır. Buna benzer durumlarda hakem kararının tenfizinin reddedildiği yerel mahkeme kararları mevcuttur.

2017 yılında güncellenen ICC Tahkim Kuralları'nın 22. maddesi (1998 tarihli ICC Tahkim Kuralları'nın 15(2) maddesi) uyarınca, hakem heyeti her durumda adil ve tarafsız şekilde hareket eder ve taraflara iddia ve savunma araçlarının sunulması için yeterli imkanı sağlar.

Taraflara eşit muamelede bulunulması ilkesi gözetilirken , tahkimde kullanılan usul kurallarının hangi ülke mevzuatına veya ne şekilde olduğundan bağımsız olarak mutlaka uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.  Yani , seçilen usul kuralları ne olursa olsun, hakemler taraflara eşit muamelede bulunmalı ve iddia ve savunma hakkına saygı göstermelidirler.

 

Taraflar iradi olarak eşit bulunulması ilkesinden feragat edebilirler mi?

Bunun mümkün olmadığı pek çok hukukçu tarafından ileri sürülmüş ve genel itibariyle kabul görmüştür.

Yani taraflar kendi rızalarıyla dahi taraflara eşit muamelede bulunulması ilkesinin uygulanmasından vazgeçemezler.

Taraflardan yalnızca birine usuli haklar tanıyan ve diğer tarafa aynı usuli hakları tanımayan anlaşma hükümleri geçersiz olduğu gibi uygulanacak usul hukukunda da buna benzer kurallar var ise uyuşmazlıkta hakemler tarafından uygulanmayacaktır.

Hakemler de uyuşmazlığın çözümü süresince taraflara karşı eşit mesafede durmalı, hakem heyetinde başhakem görevi üstlenen hakem de uyuşmazlığın çözümü için yapılan toplantı ve duruşmalarda diğer hakemlerin de taraflara eşit mesafede durmasını sağlamaya özen göstermelidir.

Telefon Et
Hemen Yaz
Mail At
content