Bir hukuki ilişki içerisinde doğan alacağın teminat altına alınması noktasında en çok başvurulan yol rehin tesis etmektir. Taşınmaz rehni Türk Medeni Kanunu’nun 850 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Taşınmaz rehninin kurulması için öncelikle teminat altına alınabilir bir alacağın var olması şarttır. Taşınmaz rehininin kurulabilmesi için rehin sözleşmesi yapılması gerekir. Devamında ise tescil işlemi yapılmalıdır.
Bir alacağı teminat altına almak amacıyla rehine başvurulan pek çok durumda sigorta ile karşılaşmaktayız.
Sigorta sözleşmesi Türk Ticaret Kanunu’nun 1401. maddesinde tanımlanmıştır. Sigorta sözleşmesi, sigortacı tarafından bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan rizikonun, yani riskin meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen tehlikeli olaylar nedeniyle bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği anlaşmalardır.
DASK kapsamında taşınmazlar üzerinde zorunlu deprem sigortası yaptırılması şarttır. 4452 sayılı Doğal Afetlere Karşı Alınacak Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak Düzenlemeler Hakkında Yetki Kanunu çerçevesinde, 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Bolu-Düzce depremlerini takiben, deprem sigortası zorunlu hale getirilmesi için 587 sayılı "Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname" hazırlanmış ve 27/12/1999 tarihinde yürürlüğe sokulmuştur.
Zorunlu Deprem Sigortası düzenlemesi 13 Mayıs 2011 tarihli 27933 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak bugünkü şeklini almıştır.
İşbu sigorta 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenleri kapsamaktadır.
Bu sigorta ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar, sigorta bedeline kadar Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından güvence altına alınmıştır.
Görüleceği üzere taşınmazların birçoğu DASK kapsamında sigortalanmıştır. Bu taşınmazlar üzerinde rehin hakkı tesis edilmesi halinde oluşacak zararda bir sigorta tazminatı doğar ise rehin hakkı sigorta tazminatı üzerinden sürecektir.
Daini mürtehinin Türkçe kavramı “rehinli alacak”tır. Özellikle DASK poliçelerinde yer alan bu kavram bir riskin gerçekleşmesi nedeniyle borcun ödenmemesi veya ödenememesi durumunda alacaklıyı güvence altına alan bir sistemdir.
Sigorta tazminatı rizikonun gerçekleşmesinden sonra rehnin kapsamına girer. Kural olarak tazminat ödemesi sigortalıya yapılır. Sınırlı ayni hak ile kayıt altına alınmış bir mal üzerindeki malike ait menfaat sigortalandığında, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceğinden poliçede dain-i mürtehin sıfatıyla biri gösterilmiş ise tazminat artık bu kişiye ödenir. Çünkü, dain-i mürtehin olarak gösterilen kişi, sigorta tazminatı açısından öncelikli olarak lehtar konumundadır.
Rehin hakkının sigorta tazminatı üzerinde devam ettiği durumlarda, rehin hakkının varlığını bilen ya da bilmesi gereken sigortacı, TMK madde 879 uyarınca sigorta tazminatı üzerinde rehin hakları devam eden alacaklıların rızasını almaksızın malike ödeme yapar ise yine de borcundan kurtulamayacaktır. Böyle hallerde malik, güvence göstererek ve rehne konu eşyayı eski haline getirmek şartıyla sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep edebilir.
Yine aynı şekilde Türk Ticaret Kanunu’nun 1456. maddesinde de taşınır-taşınmaz ayrımı yapılmadan sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinden devam edeceği düzenlenmiştir.
Rehin hakkı sahibine tanınan bu hak yasadan kaynaklandığından rehin sözleşmesinde rehin hakkının sigorta tazminatı üzerinde devam edeceği konusunda özel bir anlaşma yapılmasına gerek bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11751 E. , 2016/8379 K.).
Yargıtay, malikin, rehinli alacaklıların rızasını almaksızın sigorta tazminatını elde etmek için dava açtığı hallerde “aktif dava ehliyeti bulunmama” nedeniyle dava şartı yokluğundan davayı reddetme yoluna gitmektedir.
Sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olup sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık onayını almak suretiyle sigortadan kendi menfaatinin zedelenmesi şartıyla tazminat isteme hakkına sahip olur. Sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin onayının bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibindedir. Yargıtay yerleşik içtihatları da rehin hakkı sahibinin açık rızası alınması halinde sigorta ettirenin dava açma hakkı olacağını göstermektedir.
Taşınmaz rehni ile rehnedilmiş gayrimenkulde deprem nedeniyle zarar meydana gelmesi halinde, sigorta şirketinden sigorta poliçesinde belirtilen sigorta tazminatını talep etme hakkı rehin hakkı sahibine aittir. Rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir.
Sigorta bedeli, sigorta poliçesinde belirtilen ve tehlikenin gerçekleşmesi halinde sigorta değerini geçmemek şartıyla sigortalıya ödenen azami meblağdır. Rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigortalanan menfaat, sigorta bedelinden daha büyük bir zarara uğramış olması halinde sigortacının sorumluluğu, sigorta bedeli ile sınırlıdır. Yani taşınmaz rehni ile rehnedilmiş gayrimenkulün deprem nedeniyle zarar görmesi halinde sigortacı yani DASK, zorunlu deprem sigortası poliçesinde belirtilen sigorta bedeli kadar alacaklıya veya alacaklıların rızasının alınması şartıyla sigortalıya ödeme yapmakla yükümlüdür.
Sonuç olarak taşınmaz üzerindeki rehin hakkının, sigorta tazminatı üzerinde devam edebilmesi için eşya malikinin menfaatinin sigortalanması, sigortalanan menfaatin konusu olan eşya üzerinde rehin tesis edilmiş olması ve rizikonun gerçekleşmesi şarttır. Zorunlu deprem sigortası kapsamında olan bir taşınmazın rehnedilmesi durumunda rizikonun meydana gelmesi halinde DASK sigorta bedelini alacaklıya ödemekle yükümlüdür.