TÜRKİYE’DE DAVA AÇAN YABANCILARIN TEMİNAT GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Türk hukukunda teminat gösterilmesi HMK ve MÖHUK uyarınca düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 84’e göre Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayan Türk vatandaşlarının dava açarken, davaya müdahil olurken ve icra takibi açarken teminat göstermesi gerekmektedir. HMK düzenlemesinde yabancılara herhangi bir yükümlülük getirilmemiştir. 

MÖHUK madde 48 uyarınca yabancılar, Türk mahkemelerinde dava açarken, davaya müdahil olurken veya icra takibi başlatırken teminat göstermesi zorunludur. Teminat yatırılması için taraflara kesin süre verilir.

Teminat Nasıl Belirlenir?

Yabancı gerçek veya tüzel kişilerin dava açarken, davaya müdahil olurken veya icra takibi başlatırken göstereceği teminat miktarı kanunda düzenlenmemiştir. MÖHUK md. 48 teminat miktarının belirlenmesini hakimin takdir yetkisine bırakmıştır. Hakim teminat miktarını yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak bir miktar olarak belirlemektedir. Teminat miktarının mahkemeye erişim hakkını engelleyecek biçimde yüksek tutulması Yargıtay tarafından bozma sebebi olarak görülmektedir.

Teminat Ödenmezse Ne Olur?

Teminat gösterilmesi Türk hukukunda dava şartı olarak yer almaktadır. Teminatın gösterilmemesi durumunda mahkeme re’sen dava şartı noksanlığından davayı incelemeden reddedecektir.

Teminattan Muaf Olunabilir Mi?

Türkiye’de dava açacak yabancı kişilerin teminat göstermesinin temel dayanağı MÖHUK madde 48’dir. Ancak MÖHUK md.48/2 teminattan muaf olunacak halleri göstermiştir. Buna göre, yabancı kişinin devleti ile Türkiye arasında karşılıklılık esası var ise kişi teminat göstermekten muaf tutulur. Türkiye’nin taraf olduğu birden fazla karşılıklılık esası güden uluslararası sözleşme bulunmaktadır. 

    1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Anlaşması: Bu Anlaşma’nın 17.maddesine göre anlaşmaya taraf olan ülkelerin vatandaşlarından ve tüzel kişilerinden teminat istenemez. Bu anlaşmaya taraf 48 ülke bulunmaktadır.

    Avrupa İkamet Sözleşmesi: Bu Sözleşme’nin 9. maddesine göre davacı veya müdahil olarak Sözleşme taraflarından birinin mahkemeleri önüne çıkan diğer bir Sözleşme tarafı vatandaşı Taraf devletlerden birinin ülkesinde ikametgahı bulunuyorsa teminat ödeme yükümlülüğünde kurtulur.  

    Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme: COTIF md.18’e göre sözleşmeye dayalı hukuki davalarda teminat istenmez.

    Karayolu ile Eşya Taşıma Sözleşmesi: CMR md. 31 uyarınca taşımalardan doğan davalarda teminat istenemez.

    Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması Ve Tenfizi İle Çocukların Velayetinin Yeniden Tesisine İlişkin Avrupa Sözleşmesi: Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca, devlet tarafından mahkeme masrafları ve avukat masrafları dahil, alınan önlemler için teminat gösterilmesi istenemez. 

    Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair La Hey Sözleşmesi: 22. madde hukukî ve idarî davalar için hiçbir surette garanti, kefalet ve depozito istenemeyeceğini düzenlemiştir.

    Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınmasına ve Tenfizine İlişkin Sözleşme: Kararın verildiği devlette adli yardımdan yararlanmış olan nafaka alacaklısı, tanımaya veya tenfize dair bütün usul işlemlerinde de yararlanacağından teminat istenemez.

    Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme: Sözleşmenin 16. maddesi uyarınca vatansız bir kişi, daimi ikametinin bulunduğu taraf devlette teminat akçesinden muafiyet dahil olmak üzere mahkemeye başvuruya ilişkin konularda bir vatandaşınkiyle aynı muameleden yararlanır.

İlgili Yargıtay Kararları

“teminatın belirlenmesinde icra takibi nedeniyle karşı tarafın uğrayabileceği zararların da dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece yalnızca yargılama giderleri nazara alınarak teminat miktarının belirlenmesi doğru olmadığı gibi, şikayet konusu işlemde, borçlulara atfı kabil bir kusur bulunmadığı halde aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.” (12. Hukuk Dairesi 2016/8916 E. , 2017/551 K.)

“Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesine şikayet yoluyla başvuran donatan şirketin marshall adalarında kurulu olduğu belirtilmiş olmakla, mahkemece şikayetçinin teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.” (12. Hukuk Dairesi 2019/566 E. , 2020/714 K.)

Telefon Et
Hemen Yaz
Mail At
content