Somut olayda taraflar arasında iş sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk konusunda anlaşmazlık yaşanmıştır. Davalı şirket, davacının Umman’da çalıştırmak üzere işe alındığını ve sadece bu ülkede çalıştırılması sebebiyle MÖHUK madde 27 uyarınca Umman Hukukunun uyuşmazlıkta uygulanması gerektiğini savunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi ise davalı şirketin ortağına ait Türkiye’de şube bulunduğu için uyuşmazlıkta yerel mahkemenin Türk Hukukunu uygulamasında sakınca görmemiştir. Tarafların temyize başvurması sonucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından değerlendirilen davada ‘Hukuk Seçimi Anlaşması’ ve MÖHUK madde 2,5, 27, 40, 44’e göre hüküm verilmiştir.
Yargıtay, hukuki işlem ya da ilişkiyi farklı devletin hukukuyla bağlantılı yapan yabancılık unsurunu; işçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutat olarak yabancı bir ülkede yapması veya iş ilişkisinin yabancı bir ülke ile bağlantılı olması olarak açıklamıştır. MÖHUK madde 40 uyarınca Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceği açıklanmıştır. İş sözleşmesi ve iş ilişkisi davalarında ise MÖHUK m.44’te; bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu bununla birlikte işçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutat meskeninin bulunduğu Türk mahkemelerinin de yetkili olduğu ifade edilmiştir. MÖHUK m.2’de ise hakimin Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı açıklanmış ve hakimin, yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde tarafların yardımını isteyebileceği, bilirkişiye başvurabileceği belirtilmiştir. Yine madde 2(4)’e göre uygulanacak hukuku seçme imkânı verilen hâllerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddi hukuk hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir. MÖHUK madde 27’ye göre iş sözleşmeleri, işçinin mutat işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbi olup tarafların hukuk seçimi yapmamış olduğu durumda iş sözleşmesine, işçinin işini mutat olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanmaktadır.
Davacı ile davalı işveren arasında imzalamış olan yurt dışı iş sözleşmesinin fesih, yıllık izin, fazla mesai, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının kararlaştırıldığı, söz konusu sözleşmenin 16. maddesinden de belirtilen konularda çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğu anlaşıldığı açıklanmıştır. Buna göre tarafların hukuk seçimi anlaşması yaptıkları hususunda kanaat oluşmuştur. Hukuk seçimi anlaşması sebebiyle Umman Hukukunun uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği ve dosyadaki bilgi ve belgelerden de Umman Hukukunun aynı zamanda mutat işyeri hukuku olduğu anlaşılmıştır. Umman Hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınması suretiyle dava konusu uyuşmazlığın çözülmesi gerekliyken bu usul izlenmeden karar verilmesi Yargıtay tarafından hatalı bulunup karar bozulmuştur. (Esas No: 2020/5616 Karar No: 2020/16555 Tarih: 24.11.2020)