Danıştay 13. Dairesinin 2020/84 E. , 2020/3021 K. sayılı 04/11/2020 tarihli kararında borsalarda geçici işlem yasağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur. “Denge” pay piyasasında gerçekleştirilen piyasa dolandırıcılığı niteliğindeki işlemlerde sorumluluğu bulunan kişiler hakkında Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107/1. maddesi kapsamında işlem yapılmak üzere savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, ayrıca haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen kişilerle birlikte aralarında davacının hesabının da bulunduğu suça konu işlemlerin gerçekleştirildiği hesapların sahipleri hakkında Tebliğ'in 6. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2 yıl süreyle borsalarda geçici işlem yapma yasağı kararının alındığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu işlemin kendisine tebliğ edilmediği ve konuya ilişkin savunmasının alınmadığı, işlem yapma yasağına ilişkin kararın Kanuna değil Tebliğe dayandığı, suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı olduğu, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmadığı hâlde 2 yıl işlem yapma yasağı getirilmesinin ölçüsüz olduğu, temyize konu Mahkeme kararında idarî işlemin hukuka uygun olduğuna dair gerekçenin ortaya konulamadığı, manipülasyon amaçlı işlemlerle doğrudan veya dolaylı olarak bir bağlantısının bulunmadığı, uygulanan işlemin idarî tedbir değil cezalandırma boyutu olan bir idarî yaptırım olduğu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur. Her ne kadar "idarî tedbir" niteliğinde işlem tesis edildiği belirtilse de, dava konusu işlemin "idarî yaptırım" mahiyeti taşıdığı dikkate alındığında, 21/01/2014 tarih ve 28889 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandıktan üç ay sonra yürürlüğe giren Tebliğ'in ve bu Tebliğ'de öngörülen "idarî tedbirlere" ilişkin kuralların, davacının 2013 yılında işlediği eylemler sebebiyle geçmişe etkili olarak uygulanması suretiyle hukukî güvenlik ilkesine aykırı şekilde tesis edilen dava konusu Kurul kararında Danıştay tarafından hukuka uygunluk görülmemiştir. Bu sebeple Danıştay davacının temyiz istemini kabul etmiştir.