Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku

Ülkemizde fikri mülkiyet hukuku 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile düzenlenmekte olup telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olarak temelde iki ayrı grupta incelenmektedir.

Telif Hakkı nedir?

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 27. maddesinde de düzenleme alanı bulan telif hakkı eserin üretilmesiyle birlikte doğan ve fakat somutlaştığı eşyadan ayrı ve bağımsız hukuki değere sahip, soyut nitelikte mutlak bir haktır. Fikir ve sanat eserleri üzerinde eser sahibine ait yetkiler sağlar.

Telif Hakkı ne zaman ve nasıl doğar?

Telif hakkı mutlak hak olması sebebiyle eserin herhangi bir tescil konusu edilmemiş olması halinde dahi eser sahibine ait olan ve herkese karşı ileri sürülebilen bir haktır. Bu hak eserin eser sahibi tarafından üretilmesiyle birlikte doğar ve eserin fiziki varlığından bağımsız olarak korunur.

Ancak sadece düşünce aşamasında kalan, herhangi bir fiziki kimliğe bürünmemiş çaba telif hakkını doğurmaz. Hakkın doğumu için somut nitelikte eser meydana getirilmiş olmalıdır.

“FSEK kapsamında ancak tamamlanmış eserler üzerindeki mali haklarda tasarruf işlemi yapılmasına cevaz verilmiş olup, henüz vücuda getirilmemiş yahut tamamlanmamış eserler üzerindeki mali haklar veya kullanma ruhsatları üzerinde tasarrufi işlem yapılması batıl sayılmıştır (FSEK, m. 48).” YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2019/474 E. ,  2020/26 K. 16/01/2020

“Kanuni tanımdan hareket edildiğinde; fikrî bir ürünün 5846 sayılı Kanun'un 1/B maddesinin (a) bendi kapsamında eser olarak korunması için objektif ve subjektif olmak üzere iki unsur bulunmaktadır. Objektif unsur kanunda sayılan eser türlerinden birine dâhil olma, subjektif unsur ise sahibinin hususiyetini taşımadır. Bir eser üzerindeki hakkın, yani korumanın konusunu "fikir" değil, onun maddi bir araç üzerine tespit edilmekle bağımsız bir özellik kazanan ve şekillenen ifade ediliş tarzı (üslup) oluşturduğundan, aynı zamanda eserin bir materyal üzerinde şekillenmesi (sabitlenmesi) de gereklidir. Sadece düşünce aşamasında kalan fikrî bir çaba, insan duyguları tarafından algılanabilecek belli bir şekle bürünmediği sürece 5846 sayılı Kanunun 1/B maddesinin (a) bendine göre eser olarak korunamayacaktır.”YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2017/788 E.  ,  2020/34 K. 28/01/2020

Telif hakları kendi içinde dört ana kategoriden oluşur:

1-)İlim ve edebiyat eserleri,

2-) Müzik eserleri,

3-) Güzel sanat eserleri,

4-) Sinema eserleri.

Sınai Mülkiyet Hakkı nedir?

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunumuzun 2. maddesinde yer alan tanımlar içerisinde sınai mülkiyet hakkı “Markayı, coğrafi işareti, tasarımı, patent ve faydalı modeli” şeklinde belirtilmiştir.

Türkiye’nin 10 Ekim 1925 tarihinde katıldığı Sınai Hakların Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi’nde ise birinci maddenin iki nolu bendinde sınai hakların korunmasının kapsamı belirlenirken, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, ticaret markaları, ticaret unvanları, hizmet markaları, menşe adları ve mahreç işaretleri ile haksız rekabetin önlenmesi hususları açıkça dahil edilmiştir.

Aynı maddenin bir alt üçüncü bendinde ise sınai haklar kavramının en geniş anlamıyla anlaşılacağını, sadece sanayi ve ticaret alanı için değil tarımsal ve doğal ürünler, madencilik sanayi ile her türlü tarımsal ve yer altı kaynakları ürünlerinden üretilen veya doğal ürünler için de korumanın geçerli olacağı benimsenmiştir.

Dolayısıyla sınai mülkiyet hakkı kavramının içeriğinin her ne kadar doldurulmaya çalışılsa da gelişen teknoloji ve bulunan doğal kaynaklar doğrultusunda kapsamının genişlemeye müsait olduğunu söylemekte fayda vardır.

Bununla beraber sınai mülkiyet hakkı hak sahibine ayırt edici ad ve işaretleri taşıyan ürünleri üretmek ve satmak, korumalardan faydalanmak gibi yetkileri tekel olarak kullanma hakkı tanıyan gayri maddi bir hak olarak belirlenebilir.

Marka nedir?

Sınai Mülkiyet Kanunumuzun Birinci Kitabında düzenlenen markanın doğrudan tanımı yapılmamış ancak kanunun 4. maddede  bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretin markayı oluşturabileceği belirtilmiştir.

Kanun koyucu 5. maddede marka tescilinde mutlak ret sebeplerini saymakla, marka olarak tescil edilemeyecek işaretlerin neler olduğunu açıkça belirtmiş, önce genel olarak 4. maddede sayılan nitelikte olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğini ifade ettikten sonra özel olarak diğer mutlak ret konusu edilebilecek işaretleri saymak yoluna gitmiştir.

Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:

Kanun kapsamında marka olamayacak işaretler.

Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.

Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.

Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler.

Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler.

Paris Sözleşmesi’nin 2’nci mükerrer 6’ncı maddesine göre reddedilecek işaretler.

Paris Sözleşmesi’nin 2’nci mükerrer 6’ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler.

Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.

Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.

Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.

Mutlak ret hali sayılan durumlar Türk Marka ve Patent Kurumu’na yapılan başvuruda re’sen değerlendirilir.

Yukarıda sayılan mutlak ret nedenlerine ek olarak tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.

Kanun koyucu altıncı maddede ise nispi ret nedenlerine yer vermiştir.

Nispi ret hallerinde ise hak sahibi olduğunu iddia eden kişinin usule uygun şekilde itiraz yoluna başvuru yapması şarttır. Aksi halde re’sen dikkate alınmaz.

MADDE 6- (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. (2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. (4) Paris Sözleşmesi’nin 1’inci mükerrer 6’ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. (5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. (7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. (9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

Marka Başvurusunda İstenen Belgeler Nelerdir? 

Marka tescili için başvuru Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılır. Başvurucu doğrudan ya da marka vekili aracılığıyla başvuru yapabilmektedir. Gerçek veya tüzel kişiler başvuru yapma hakkına sahiptir.

Yönetmelikte başvuru usulü belirtilmiştir.

Marka başvurusu içeriğinde;

Başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri içeren başvuru formu,

Tescili istenen marka örneği,( marka örneğinde Latin alfabesi dışında harf veya harfler kullanılmışsa bunların Latin alfabesindeki karşılığı olmalıdır)

Başvuruya konu mal veya hizmetlerin listesi,( Marka başvurusuna konu malların veya hizmetlerin Nis Anlaşmasına göre sınıf numaraları ve bu numaralara uygun olarak düzenlenmiş listesi)

Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi,

Başvuru, ortak marka veya garanti markası için yapılmışsa 32‘nci madde kapsamında düzenlenmiş teknik şartname,

Rüçhan hakkı talebi varsa rüçhan hakkı talep ücretinin ödendiğini gösterir bilgi

Varsa ilave sayfa sayısı ve bilgi

Varsa ortak temsilciye dair bilgi

Varsa muvafakatnameye dair bilginin yanı sıra yönetmeliğin 5. maddesinde sayılan tüm belgeler eksiksiz olarak eklenir.

Marka başvuruları www.turkpatent.gov.tr adresinden ya da e devlet üzerinden elektronik ortamda da yapılabilmektedir.

Kurum, yapılan başvuruyu şeklen ve başvurunun sahibi, yeri, eklenmesi gereken belgeler, başvuru formu açısından öncelikle inceler.

kimlik bilgilerinin, imzanın, başvuru formunun, marka örneğinin, başvuru ücretinin eksik olduğu veya başvuruya konu mal veya hizmetlerin belirtilmediği tespit edilirse başvuru sahibine söz konusu eksikliklerin giderilmesi için iki aylık süre verilir.

Bir marka başvurusu, başvuru sahibinin talebi üzerine, Kurum tarafından başvuru tescil edilene kadar iki veya daha fazla sayıda başvuruya bölünebilir. Tescilli markalar bölünemez.

Koruma süresi sona eren bir marka, yenileme ücretinin ödenmesi ve marka sahibinin talep etmesi koşuluyla yenilenir ve bu durum Bültende yayımlanır.

Marka sahibi markanın tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin tamamından veya bir kısmından vazgeçebilir.

Marka tescili prosedürünün belirlenmesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler de etkili olmaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Antlaşması, Nis Sözleşmesi, Budapeşte Antlaşması, Paris Sözleşmesi, Madrid Protokolü, Locarno Antlaşması bunlar arasındadır.

Markaların Uluslararası Tescili Konusundaki Madrid Sözleşmesi ile İlgili Protokol hükümleri çerçevesinde, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından Kurum’a gönderilen uluslararası marka başvurularının incelenmesinde ve uluslararası başvuru veya tescillere ilişkin her türlü talebin değerlendirilmesinde, bahsedilen Madrid Protokolü ile 12/3/1999 tarihli ve 23637 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşmaya İlişkin Protokolün Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri esas alınır.

Marka Bültenine İtiraz Usulü Nasıldır?

Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, Kanun’un 5’inci ve 6’ncı maddeleri hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde ilgili kişilerce yapılır. Kurum, itirazlara ilişkin görüşlerini bildirmesi için başvuru sahibine bir aylık süre verir.

Kurum kararlarından zarar gören taraflar, bu kararların bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde itirazda bulunabilir.

Kurum, gerekli görmesi halinde, yayıma itirazlar ile Kanunun 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında tarafları uzlaşmaya davet edebilir. 

Yayıma ve karara itirazlar, Kurum tarafından itiraz hakkında karar verilmeden önce geri çekilebilir.

Lisans Nedir?

Sınai mülkiyet hakkı devredilebilir, miras yolu ile intikal edebilir, lisans konusu olabilir, rehin verilebilir, teminat olarak gösterilebilir, haczedilebilir veya diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı hakkı; lisans, devir, intikal, haciz ve benzeri hukuki işlemlere konu olamaz ve teminat olarak gösterilemez.

Marka, tasarım, patent veya patent başvurusu lisans sözleşmesi konusu edilebilir.

Lisans sahiplerinin izni olmadıkça marka sahibi marka hakkından vazgeçemez.

Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devredilmesi marka hakkına tecavüz kapsamındadır.

Önceki kullanımdan doğan hak, lisans verilmesi suretiyle genişletilemez ve devredilemez.

Garanti markasının veya ortak markanın devri ya da ortak marka için lisans verilmesi, sicile kayıt hâlinde geçerlidir. 

Patentte ise lisans zorunlu ya da sözleşmeye dayalı olarak ikiye ayrılır.

Lisans sözleşmesinden doğan haklara dayalı kazançlar da yoksun kalınan kazanç kapsamına dahil edilebilir.

Marka Hakkına Tecavüz

Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı Sınai Mülkiyet Kanunu 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilecektir.

Marka hakkında tecavüz halinde Sınai Mülkiyet Kanunu 30. maddesi kapsamında hapis cezası, adli para cezası ve diğer güvenlik tedbirlerine hükmolunacaktır.

Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Hakkı

Doğal ve beşerî unsurların bir araya gelmesi sonucu gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünlerinden bu Kitapta yer alan şartlara uygun olanlar, tescil edilmesi şartıyla, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı korumasından yararlanır. Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının hükümsüzlüğü menfaati olanlar tarafından mahkemeden istenebilir. Bunun yanında coğrafi işaret veya geleneksel ürün adını tescil ettirenin, tescilin sağladığı haklarından ve kullanımın denetimiyle ilgili sorumluluklarından vazgeçmesi mümkündür.

Tasarım

Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Ürün ise bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder. Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür.

Tasarım kanunda sayılan yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşıması halinde kanunun sağladığı haklar kapsamında korunmaktadır. Tasarım hakkı, lisans sözleşmesine konu olabilir.

Parçanın kanun kapsamında tasarım sayılması için aşağıdaki şartlara sahip olması gerekmektedir.

Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.

Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.

Tasarımın hükümsüz sayılmasına kanunda sayılan hallerde mahkeme tarafından karar verilmesi mümkündür. Bunun yanında tasarım hakkı; koruma süresinin dolması veya tescilin yenilenmemesi, hak sahibinin hakkından vazgeçmesi sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.

Tasarım sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak; tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek, tasarım hakkını gasp etmek kanun kapsamında tasarım hakkına tecavüz sayılmaktadır.

Patent ve Faydalı Model

İthal patentleri, ıslah ve ikmal patentleri, ek patentler ve belgeler.

Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent ve faydalı model verilir.

Tekniğin bilinen durumuna dâhil olmayan buluşun yeni olduğu kabul edilir. Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar.

Başvuru tarihinden başlamak üzere,  patentin koruma süresi yirmi yıl, faydalı modelin koruma süresi on yıldır. Bu süreler uzatılamaz.

Patent başvurusu sahibi, işlemleri devam eden başvurusunun faydalı model başvurusuna dönüştürülmesini talep edebilir. Böyle bir talep yapılması hâlinde Kurum, bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde gerekli belgeleri vermesi ve araştırma ücretini de ödeyerek araştırma talebinde bulunması gerektiğini başvuru sahibine bildirir. Bu süre içinde gerekli şartların yerine getirilmemesi hâlinde, dönüştürme talebi yapılmamış sayılır ve başvuru, patent başvurusu olarak işlem görmeye devam eder.

Faydalı model başvuru sahibi, en geç araştırma raporunun bildirim tarihini takip eden üç aylık sürenin bitimine kadar faydalı model başvurusunun patent başvurusuna dönüştürülmesini talep edebilir. Böyle bir talepte bulunulması hâlinde, Kurum, bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde gerekli belgeleri vermesi ve araştırma ücretini de ödeyerek araştırma talebinde bulunması gerektiğini başvuru sahibine bildirir.

Patent başvurusu, patentin verildiğinin ilan edildiği tarihten önce başvuru sahibi tarafından her zaman geri çekilebilir.

patent başvurusu sahibi, patent konusu buluşu mükemmelleştiren veya geliştiren, asıl patentin konusu ile bütünlük içinde bulunan buluşların korunması için işlemleri devam eden asıl patent başvurusuna ek patent başvurusunda bulunabilir.

Patent başvurusu veya patent, lisans sözleşmesine konu olabilir.

Patent Başvurusunda İstenen Belgeler

Patent başvurusunda, başvuru formu, buluş konusunu açıklayan tarifname, istemler, tarifnamede veya istemlerde atıf yapılan resimler, özet ve başvuru ücretinin ödendiğini gösterir belge istenir.

Patentin Sona Ermesi

Kanunda sayılan hallerde patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi mümkündür.

Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde, kararın sonuçları geçmişe dönük olarak etkili olur ve patent veya patent başvurusuna kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. Bunun yanında Patent hakkı; koruma süresinin dolması, patent sahibinin patent hakkından vazgeçmesi, yıllık ücretlerin kanunda öngörülen sürelerde ödenmemesi, sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.

Patent Hakkına Tecavüz

Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır:

Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.

Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek. 

Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

Fikir ve Sanat Eserleri

Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir.

Eser Sahibinin Hakları

Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir. Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.

Bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını munhasıran eser sahibi tayin eder. Eserin umuma arz edilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılmasını veya yayımlanmasını menedebilir. Menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmek hükümsüzdür. Diğer tarafın tazminat hakkı saklıdır.

Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir. Bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyalarla bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopya veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesi şarttır.

Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz.

Aslın maliki, eser sahibi ile yapmış olduğu sözleşme şartlarına göre eser üzerinde tasarruf edebilir. Ancak eseri bozamaz ve yok edemez ve eser sahibinin haklarına zarar veremez.

Eserin tek ve özgün olması durumunda eser sahibi, kendisine ait tüm dönemleri kapsayan çalışma ve sergilerde kullanmak amacıyla, koruma şartlarını yerine getirerek iade edilmek üzere eseri isteyebilir.

Henüz alenileşmemiş bir eserden her ne şekil ve tarzda olursa olsun faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı munhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı munhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı munhasıran eser sahibine aittir.

Bir kısım emsal Yargıtay kararı aşağıda iletilmektedir:

Yargıtay 11. HD, 14.04.2005, E. 2005/3752, K. 2005/3681

“551 ve 554 sayılı KHK’larda patent ve tasarımlar bakımından gerçek hak sahipliği ilkesi kabul edilmiştir. Tescil, adına kayıtlı kişi lehine sadece bir karine oluşturur. Zira Türk Patent, başvuru sahibinin beyanına göre işlem yapar ve hak sahibini res’en araştırmaya yetkili değildir. Gerçek hak sahibi olmayan biri tarafından başvuru yapılmış veya gerçek hak sahibinden başkası adına tescil belgesi alınmışsa, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, diğer hakları yanında, hakkın kendisine devredilmesini dava edebilir. Bu nedenle davacının, davalı adına kayıtlı tasarım tescilinin hükümsüzlüğü yanında kendi adına tescil talebi de kabul edilmelidir.”

Yargıtay 11. HD, 24.01.2008, E. 2007/14938, K. 2008/1304

“Türk hukukunda tasarım (patent ve faydalı model) bakımından mutlak yenilik, yani dünya çapında kabul edilmiştir. Yenilik incelemesi bilirkişi marifetiyle yapılmalıdır. Bilirkişiler, tarafların dosyaya ibraz ettikleri delillerin yanında, yapacakları araştırma sonucunda elde ettikleri bilgi ve bulguları da dikkate almalıdır. Zira mutlak yeniliğin araştırılması kamu düzenindendir.”

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi  2015/11040 E. ,  2015/10526 K.

“Alan adları, tescil ve kullanımlarına ilişkin olarak herhangi bir yasal düzenlemeye tabi olmayıp, bu adlar üzerindeki üstün ve öncelik hak iddiaları, marka hakkı olarak ayrıca tescilli olmadığı sürece 6102 sayılı TTK'nın 54 vd. maddelerindeki haksız rekabet hükümlerine göre tartışılıp, çözümlenmesi gerekir.”

Telefon Et
Mail At
content